0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Rolls-Royce Motor Cars, Droptail ailesinde yer alan ve her biri kendine mahsus öyküye sahip dört arabadan ikincisini Amethyst ismiyle duyurdu.

Bu özel modelde saflığın ve berraklığın sembolü amethyst mücevheri arabanın her detayında yer alııyor.

Aracı sipariş eden müşteri Rolls-Royce’a gelerek, tasarlanacak otomobilde kendi kültürel miraslarını kutlama dileğini lisana getirdi. Coachbuild dizayncıları da Droptail’in dış dizaynını belirleyecek bir ilham noktası olarak, müşterinin meskenlerinden birinin yakınındaki çölde açan kır çiçeğini odak noktasına koydular.

Globe Amaranth olarak isimlendirilen çift tonlu dış cephe boyası çiçek açma kademelerini yakalıyor. Ana gövde rengi, narin gümüş alt tonuna sahip yumuşak mor renkle tasarlanırken, arabanın üst kaportasında koyu mor kontrast boyası kullanılıyor. Üstünde kırmızı, mavi ve mor mika renklerinin karışımıyla elde edilmiş, ince metalik bir parlaklık yaratan leylak rengi pullar göze çarpıyor.

Arka güverte kaplaması, Rolls-Royce tarafından şimdiye kadar üretilen dünyanın en büyük ahşap yüzeyi olma özelliğini taşıyor. Çeşitli ortamlarda arabanın kullanılabilirliğini sağlamak için, iç ahşap modülleri da birebir titizlikle test edilip dayanıklılık standartlarına uygun olarak tasarlanıyor.

Otomobil imal evresinden evvel 150’den fazla örnek, 8 bin saatin üzerinde değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu değerlendirmeler ortasında simülasyonlar ve ışık dayanıklılığı testleri de bulunuyor. Ayrıyeten, sıcaklıkların +80°C ila -30°C ortasında değiştiği dayanıklılık testleri gerçekleştiriliyor.

Böylelikle, Amethyst Droptail için özel olarak geliştirilen güverte kollayıcı kaplamalar kendi patentini alıyor. İç yeri tamamlamak için müşteri şık bir ekleme talep edince de otomobilin dekorasyonu için döner kadranlı bedelli taşlar iç ve dış yerlere dahil ediliyor.

Otomobil sahibinin Rolls-Royce’un zanaatkarlarına en kuvvetli süslemeleri gerçekleştirme konusunda duyduğu inanç Pantheon ızgara sürecinde açığa çıkıyor. Izgaraya daha evvel bu ölçekte hiç denenmemiş, hem fırçalanmış hem de cilalı bir yüzey süreci uygulanıyor.

Otomobilin ön paneli karmaşık bir el sargısı düzeneğe sahip bir saatle dekore ediliyor. Müşterinin Vacheron Constantin’in lüks saat dizaynlarından ilham alan kaplama özel bir tutucuya monte edilmiş ve istenirse arabadan çıkarılabilir.

Saatin retrograde özelliği sayesinde saat ve dakikaların anlık olarak geri döndüğü bir görsel ekranı var. Çift eksenli tourbillon fonksiyonu saat düzeneğini daha hassas hale getirerek, saat sapmasını düzeltiyor. İbrelerindeki cila ise yüzeyin parlak ve pürüzsüz olmasını sağlıyor.

Saat, beyaz altın bir taban plakasına tutturulmuş el üretimi sunburst guilloche deseni ile kadrana ekstra bir dokunuş ekliyor.

Droptail’in bu sıra dışı tabiri, markanın tarihi olarak kıymetli Rolls-Royce modelleri ortasında yer buluyor.