Renault, 2030 yılına kadar yollara çıkması planlanan hidrojen yakıtlı coupe-SUV modeli Embleme’nin son konsept aracını tanıttı. Bu yenilikçi araç, hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin uzun menzil yeteneklerini korurken emisyonları önemli ölçüde azaltabileceğini gösteriyor.
Embleme’nin Hedefleri ve Özellikleri
Embleme’nin, mevcut benzinli Captur’dan yüzde 90, Megane BEV’den ise yüzde 80 daha az emisyon yayması bekleniyor. Bu model, selefi Scenic Vision’a benzer şekilde hidrojenle çalışan bir menzil uzatıcı güç aktarım sistemine sahip. Bu sistem, 30 kW’lık bir yakıt hücresini nikel-manganez-kobalt (NMC) pille birleştiriyor.
Enerji Yönetimi ve Performans
Embleme, diğer hidrojenli araçların aksine yakıt hücresi kullanımını asgariye indirecek şekilde tasarlandı. Araçta pil gücü, öncelikle şehir içi sürüşte kullanılırken, hidrojen ihtiyaç halinde rezervlerini yenilemek için tüketiliyor.
Renault, bu sistemin Embleme’nin, 2,8 kg’lık hidrojen tankını doldurmak için iki kez beş dakikalık mola vermesi koşuluyla, mevcut bir içten yanmalı motor (ICE) otomobiliyle aynı sürede 1.000 km yol kat etmesini sağlayacağını iddia ediyor. Paris’ten Marsilya’ya (yaklaşık 800 km) yapılacak bir yolculukta, kullanılacak elektriğin yaklaşık yüzde 75’i hidrojenden sağlanacak.
Tasarım ve Verimlilik
Embleme, Megane ve Scenic BEV’lerde kullanılan Ampr Medium platformu üzerine inşa ediliyor. Bu, aracın üretim versiyonunun elektrikli bir güç aktarım organıyla gelme olasılığını artırıyor. Araç, arka aksa monte edilen ve 215 beygir güç üreten tek bir elektrik motoruyla donatılmış durumda.
Renault, Embleme’nin 1.750 kg ağırlığında olduğunu ve bu nedenle Scenic’ten yaklaşık 100 kg daha hafif olduğunu belirtiyor. Ayrıca, Embleme’nin sürtünme katsayısının 0,25 olduğu ifade ediliyor. Bu tasarım verimliliği, Megane için öngörülen 24 tonluk değerin altında kalıyor ve aracın ömür boyu karbon emisyonu rakamının beş ton olmasına katkıda bulunuyor.
Bu yenilikçi tasarım, Renault’un gelecekte hidrojen ve elektrikli araçlar konusundaki vizyonunu ortaya koyuyor. Embleme, hem çevre dostu hem de performans odaklı bir alternatif sunarak, otomotiv endüstrisinde yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.